0
Binlerce örümcek bir anda yoktan varolmuş gibi beyninin her tarafını sarmıştı.. Geldikleri yer belli değildi, fakat sayıları an be an artıyordu. Çevik bir şekilde hareket ediyorlar, gördükleri her köşeyi ele geçirmeye çalışıyorlardı... Kıllı bacakları hızlı hızlı hareket ediyor, her yeri yokluyordu... İşte bir tanesi daha beyninin ortasında belirmişti, aralarında en iri olanıydı, öndeki iki bacağını ağız olması gereken yerde birbirine sürtüyor, yüzlerce gözü ile etrafını kolaçan ediyordu... Acaba nereyi işgal etsem der gibi bir ifadesi vardı... Sonra yavaşça arkasına döndü ve diğerlerine seslendi "Haysssddiiii... Daha yapacakssss işlerimissss varrrsss...". Sanki diğer örümcekler bu emri bekliyor gibilerdi... Birden daha da hızlı hareket etmeye başladılar.. İrili ufaklı binlerce örümcek beynine tecavüz ediyorlardı resmen. Düşünceleri yakalıyorlar, vücutlarından çıkarıp ağızlarıyla şekillendirdikleri ağların içerisine tıkıyorlardı... Sonra beyninin tavanına asıyorlardı... Düşünceler direniyorlardı tüm güçleriyle, hiçbir zaman kurtulamayacakları bu ağları umutsuzca yırtmaya çalışıyorlardı... Ama nafile... O kadar canice bir savaş vardı ki, aslında soykırım demek daha doğru olacaktı... Kendisine ait olan, kimsenin bilmediği düşünceleri yavaş yavaş esir düşüyor ve ondan koparılıyordu... Bu ne kadar sürecek diye düşünürken, bir anda örümceklerin hemen arkasından bir kertenkele çıktı, örümceklerden hayli büyüktü ve kana susamış bir hali vardı... Tavana asılı duran düşüncelere doğru iştahlı iştahlı baktı... İşte bu felaketin ta kendisi idi, düşüncelerinin esir alındığı yetmiyor gibi şimdi iğrenç bir kertenkelenin öğünü olacaklardı... Kertenkele tavanda asılı düşüncelerden birine yaklaştı, uzun kuyruğunu savurdu ve düşüncenin bağını kopardı... Bu Stella ile olan ilk dövüşüne dair hatıraları idi... Pis ağzından uzun ve çatallı bir dil çıktı, bir tıslama sesi ve dilini hızlıca düşüncenin ortasına geçirdi... Düşünceden boğuk bir patlama sesi çıktı ve puff artık yoktu... Kertenkele bir hamlede mideye indirmişti bu düşünceyi... Stella ile ilgili olan ilk dövüşünü hatırlamaya çalıştı Darleena, fakat nafile hiçbirşey hatırlamıyordu... Kertenkele için bu sadece bir ara sıcaktı ve ana yemekten önce bolca ara sıcak yemeye bayılırdı... Darleena haykırmak istedi, bu deliliği sona erdirmek istiyordu. Fakat sesi ancak bir örümceğin yere bastığında çıkardığı ses kadar çıktı... Ve herkes bilirdi örümceklerin ne kadar sessiz olduklarını...

Hunhar katliam devam ediyordu, örümcekler sadık birer hizmetkar gibi düşünceleri kertenkelenin mideye indirebilmesi için hazırlıyorlardı... Ve kertenkelenin bu keyifli ikramı geri çevirmek gibi bir niyeti yoktu... Bazı düşünceleri zaptetmek çok zor olabiliyordu, fakat örümcekler bu durumu da yardımlaşarak halletmeyi beceriyorlardı... Tüm düşünceleri yavaş yavaş yokoluyordu... Kertenkelenin her dil hamlesinde, beyni biraz daha boşalıyordu... Nicholas ile ilgili hatıraları da diğer hatıraları ile birlikte yavaş yavaş tükenmeye başlamıştı.. "Lütfen bitsin bu işkence, bırakın beni" diye haykırdı kendi kendine... Umutsuz bir haykırış olduğunu çok iyi biliyordu... Önce Başbilge'yi en son ne zaman gördüğünü unuttu... Sonra onun pipoları ne kadar sevdiğini bilmediğini farketti... Yavaş yavaş Nicholas ile ilgili hatıralar hafızasından silinmeye başlamıştı... Nasıl biriydi bu Başbilge Nicholas?

Bu sırada kertenkele boş durmuyor, midesini doldurmak için uygun düşünceler arıyordu...Yavaş yavaş büyükçe bir düşünceye yaklaştı. Lezzetli görünüyordu, daha önce yediklerine benzemiyordu... Çok fazla direnen düşüncelerden birisi de bu olmuştu, neredeyse oniki örümcek birlikte zaptedebilmişti bu düşünceyi... Yorgun sayılırdı ama bu lokmayı yutmadan dinlenmeyi düşünmüyordu, acaba ana yemek bu muydu? Kim bilir.. Tüm gücünü topladı ve kuyruğunu salladı... Pat diye bir ses geldi, ve düşünce artık tavanda asılı değildi... Önünde kıvranıyordu, tam ağzına layık.. Şimdi yapması gereken düşünceyi öldürüp midesine indirmekti. Dilini hızlıca düşünceye doğru savurdu, fakat o da ne, düşünceye birşey olmadı, sanki direniyordu...

Artık neredeyse hiçbirşey hatırlamıyordu yaşamına dair... Bu ızdırap mıydı? Yoksa sadece bir rahatlama mı? Belki de tüm sorunlarından kurtulmuştu... Belki de ona yaşamak için bir fırsat daha tanınmıştı...

Yavaş yavaş ritüel sona eriyordu... Artık Darleena için değişim tamamlanmıştı... "Nihayet bizden birisin artık" dedi gri gölge, keyifli keyifli gülüyordu... Diğer gri gölgeler de onun bu keyifli kahlahasına katılmıştı...

Öte tarafta Nicholas bir anda kafasını okuduğu kitaptan kaldırdı ve tavana doğru baktı... Bir değişiklik hissetti, sanki dünyanın üzerinde devam ettiği ince uzun ipte bir düğüm oluşmuş ve kader yer değiştirmişti. "Umarım herhangi bir sorun yoktur" dedi kendi kendine ve kitabı okumaya devam etti... Ne olduğundan zerre haberi yoktu...


Yorum Gönder

 
Top